Yeni Başlayanlar için ‘3 Kural’ Stratejisi: Yatırım stratejileri (zaman dilimi, tek indikatör, tek parite)

BY Ahmet Demir

|Aralık 1, 2025

Piyasaya yeni giren bir yatırımcı için, ekranda açılan ilk grafik çoğu zaman sadece rakamlardan ve rastgele hareket eden mumlardan oluşan karmaşık bir şekil gibi görünür. Birkaç gün içinde üzerine farklı indikatörler eklenir, zaman dilimleri değişir, pariteler çoğalır ve bir noktadan sonra neyin işe yarayıp neyin yaramadığını takip etmek neredeyse imkânsız hâle gelir. Aslında çoğu kişi, daha ilk aylarda yanlış kurgulanmış yatırım stratejileri yüzünden piyasadan soğuyor. Oysaki başlangıç döneminde sade, ölçülebilir ve tekrar edilebilir bir çerçeve ile ilerlemek uzun vadede çok daha sağlıklı bir temel oluşturur.
Bu yazıda, tam da bu ihtiyacı karşılamak için tasarlanmış “3 Kural” yaklaşımını ele alacağız: tek zaman dilimi, tek indikatör ve tek parite. Yani, karmaşıklığı bilinçli olarak azaltan ve öğrenme sürecini hızlandıran minimal bir yapıdan söz ediyoruz.

“3 Kural” Yaklaşımının Mantığı ve Amacı

Yeni başlayanların içine düştüğü karmaşa döngüsü

Yeni başlayan yatırımcıların yolculuğu çoğu zaman benzer bir senaryo ile başlar: İlk günlerde piyasayı tanımak için birkaç video izlenir, ardından farklı kaynaklardan alınan tavsiyelerle grafiklere ardı ardına indikatörler eklenir. Bir yanda trend çizgileri, diğer yanda osilatörler, altta hacim göstergeler ve sonuç: görsel olarak dolu ama zihinsel olarak yorucu bir ekran.

Buna bir de zaman dilimi karmaşası eklenir. Beş dakikalık grafikte sinyal beklerken on beş dakikalığa geçilir, ardından bir saatlik grafikte farklı bir resim görülür. Aynı anda üç farklı zaman dilimi farklı şeyler anlatırken, karar vermek giderek zorlaşır. Parite tarafında da durum benzerdir: EUR/USD, GBP/USD, XAU/USD, hatta egzotikler gibi. Sürekli parite değiştirirken aslında hiçbir enstrümanı yeterince yakından tanıma fırsatı doğmaz.

Bu da çok kritik bir probleme yol açar: yatırımcı kullandığı yatırım stratejisinin çalışıp çalışmadığını objektif biçimde ölçemez. Çünkü her gün parametreler değişmektedir.

Minimal strateji yaklaşımının sağladığı netlik

“3 Kural” yaklaşımının temel fikri, bu dağınıklığı ortadan kaldırmak ve yatırımcının önüne çok daha sade bir çalışma alanı koymaktır. Tek zaman dilimi, tek indikatör ve tek parite ile çalışmak kulağa ilk bakışta sınırlayıcı gibi gelebilir; ancak pratikte bu sınırlama, bilgi kalitesini yükselten bir filtre görevi görür.

  • Aynı zaman dilimi → aynı ritim, aynı yapı
  • Tek indikatör → yorumlama kolaylığı
  • Tek parite → fiyat davranışını gerçekten tanıma imkânı

Bu sayede, belirli bir periyotta alınan sonuçların ne kadarının piyasa koşullarından ne kadarının uygulanan yatırım stratejisinden kaynaklandığı çok daha net görülebilir. Özellikle öğrenme aşamasında bu tür bir netlik paha biçilemezdir.

Zaman Dilimi: Stratejinin Omurgası

Neden tek zaman dilimine bağlı kalmak gerekir?

Zaman dilimi, çoğu yatırımcının hafife aldığı ama aslında bütün karar mekanizmasını şekillendiren bir parametredir. Aynı paritede, aynı gün içinde, M5 grafikte görülen yapı ile H1 grafikte görülen yapı tamamen farklı olabilir. Birinde kısa vadeli dalgalanmalar öne çıkarken, diğerinde daha büyük resim ön plana çıkar. Sürekli zaman dilimi değiştirmek, aslında sürekli farklı hikâyeler arasında gidip gelmek anlamına gelir.

Bu yüzden, “3 Kural” yaklaşımında ilk adım; bir zaman dilimi seçmek ve belirli bir süre boyunca kararlı biçimde o çerçevede kalmaktır. Bu hem fiyat hareketlerine hem de kullanılan forex yatırım stratejilerine tutarlı bir bakış açısı kazandırır.

Yeni başlayanlar için uygun zaman dilimleri

Teorik olarak her zaman dilimi ile işlem yapılabilir; ancak pratikte yeni başlayanlar için bazı periyotlar daha uygun, bazıları ise fazlasıyla yorucudur. Örneğin:

  • Çok kısa periyotlar (M1–M5):
    Yüksek gürültü, hızlı karar zorunluluğu ve duygusal baskı bu zaman dilimlerini yeni başlayanlar için riskli hâle getirir. Bu periyotlarda genellikle scalping stratejisi uygulanır ve saniyelerle yarışmak gerekir; bu da deneyim kazanmadan sürdürülebilir değildir.
  • Çok uzun periyotlar (H1–H4 ve üzeri):
    Teorik olarak daha sakin ve kontrollü görünse de işlem sayısının azlığı yeni başlayanlar için bekleme süresini uzatır. Bu da sabırsızlık ve “Boşuna mı bekliyorum?” hissi doğurabilir.

Genellikle M15 veya M30 öğrenme aşamasında makul bir denge sunar. Yeterli sayıda sinyal üretecek kadar “aktif”, ancak gürültüye boğmayacak kadar da “sakin” periyotlar oldukları için, fiyat davranışını ve temel yatırım stratejilerini anlamak adına ideal bir çalışma zeminidir.

Zaman dilimi rutini oluşturmak

Seçilen zaman dilimine bağlı kalmak için basit ama disiplin gerektiren bir rutin kurulmalıdır. Örneğin:

  • Gün içinde yalnızca belirli saat aralıklarında grafiği kontrol etmek,
  • Yalnızca belirlenen zaman diliminde gelen sinyallerle ilgilenmek,
  • Farklı zaman dilimlerine sadece analiz amaçlı kısa bakışlar atmak (ve bunlara göre ani karar vermemek).

Bu yaklaşım, bir yandan disiplin geliştirirken, diğer yandan da yatırımcının piyasa gürültüsünden uzaklaşmasını sağlar. Kısacası zaman dilimi, rastgele seçilen değil üzerinde sistematik olarak çalışılan bir parametre olmalıdır.

Tek İndikatörle Çalışmak: Gürültüyü Azaltmak

İndikatör enflasyonunun yarattığı belirsizlik

Yeni başlayanlar arasında çok sık gözlenen bir eğilim vardır ve bu birkaç kaybeden işlem sonrası, kullanılan indikatörü değiştirip yeni bir “mucize çözüm” aramaktır. Önce hareketli ortalamalar denenir, ardından RSI, sonra MACD; bazen hepsi bir arada. Ekranda veriler çoğaldıkça, karar vermek daha kolay değil daha zor hâle gelir.

Oysa çoğu indikatör, aynı fiyat verisinin farklı matematiksel yorumlarından ibarettir. Farklı renkler, farklı çizgiler olsa da temel bilgi aynıdır. Bu yüzden, “3 Kural” yaklaşımı tek bir indikatör seçip onun dilini gerçekten öğrenmeyi önerir. Böylece, grafik hem görsel olarak sadeleşir hem de yorumlama süreci hızlanır.

Hangi tür indikatörler yeni başlayanlar için daha uygun?

Bu noktada “Hangi indikatör en iyisi?” sorusundan çok, “Hangi indikatör okunması en anlaşılır ve en öğretici?” sorusunu sormak daha faydalıdır. Örneğin:

  • Basit Hareketli Ortalama (SMA20 veya SMA50):
    Fiyatın ortalama eğilimini takip etmeyi kolaylaştırır, trend yönü ve olası destek–direnç alanları hakkında sade bir fikir verir.
  • RSI (14):
    Aşırı alım ve aşırı satım bölgelerini işaret ederek özellikle yatay seyreden piyasalarda anlamlı sinyaller üretir. Ancak tek başına değil, fiyat yapısıyla birlikte yorumlanmalıdır.
  • EMA kombinasyonları (örn. EMA9–EMA21):
    Kısa ve orta vadeli eğilim arasındaki ilişkiyi göstererek trend değişimlerinde görsel ipuçları sunar.

Burada önemli olan, yatırımcının seçtiği tek indikatörle birlikte, kullandığı yatırım stratejisini sürekli olarak test etmesidir. Yani amaç, sürekli indikatör değiştirmek değil; seçilen aracı zaman içinde daha iyi anlamaktır.

İndikatör + fiyat davranışı kombinasyonu

Ne kadar sade olursa olsun, hiçbir indikatör tek başına karar verme aracı olmamalıdır. Özellikle forex yatırım stratejileri geliştirilirken indikatör sinyalleri ile fiyatın gerçek davranışı birlikte ele alınmalıdır. Örneğin:

  • Fiyat hareketli ortalamanın üzerinde seyrederken,
  • Daha yüksek dipler ve daha yüksek tepeler oluşuyorsa,
  • İndikatör geri çekilmeleri sırasında fiyat belirli bir bölgeden tekrar yukarı dönüyorsa.

Bu tür senaryolarda hem indikatör hem de fiyat, aynı yönde bir hikâye anlatır. “3 Kural” stratejisinin temel gücü de bu uyumu basit bir çerçeve içinde görebilme imkânı sunmasıdır.

Bu arada, işlem disiplini ve özellikle sabır tarafını derinleştirmek isteyenler için, TIO Markets ekibinin hazırladığı psikoloji odaklı içeriğe yönelmek de faydalı olabilir: İşlem disiplini ve sabır konusunda daha derine inmek için Forex psikolojisi rehberimizi okuyun. Teknik yapı kadar, bu yapıyı uygulayan zihnin dengesi de belirleyici olduğu için, bu tür kaynaklar stratejinin doğal bir parçası hâline gelir.

Tek Pariteye Odaklanmak: Derin Öğrenmenin Kısa Yolu

Parite seçimi neden bu kadar kritik?

Parite seçimi çoğu zaman ikinci planda kalır; oysa uygulanan tüm yatırım stratejileri seçilen enstrümanın karakterinden doğrudan etkilenir. Her paritenin:

  • Farklı bir volatilite profili,
  • Farklı bir haber akışı yoğunluğu,
  • Farklı bir likidite yapısı,
  • Farklı spread ve maliyet dinamikleri vardır.

Örneğin EUR/USD genellikle daha dengeli ve akıcı hareketlere sahipken GBP/USD daha sert ve zaman zaman öngörülmesi zor sıçramalar yapabilir. Altın (XAU/USD) ise özellikle makroekonomik veri ve jeopolitik haber akışına son derece hassastır. Bu nedenle, yeni başlayanların ilk etapta tek bir parite seçip tüm denemelerini onun üzerinde yapması çok daha sağlıklı bir öğrenme eğrisi sunar.

Yeni başlayanlar için mantıklı parite örnekleri

Genel olarak, düşük spread, yüksek likidite ve görece “okunabilir” bir fiyat davranışı başlangıç için idealdir. Bu açıdan:

  • EUR/USD, çoğu yatırımcı için ilk tercih olabilir.
  • Biraz daha volatilite isteyenler, deneyim arttıkça GBP/USD’ye yönelebilir.
  • Trend yapısını gözlemlemek isteyenler ise altın üzerinde çalışmayı tercih edebilir; ancak haber akışının yoğunluğunu da hesaba katmalıdır.

Tek parite seçmenin bir diğer avantajı da zaman içinde bu enstrümanın gün içi ritmini ezberlemektir. Hangi seanslarda hareketlendiğini, hangi saatlerde yataylaşma eğiliminde olduğunu, hangi haberlerin daha sert reaksiyonlar doğurduğunu fark etmek doğrudan daha kaliteli yatırım stratejileri geliştirmeye yardımcı olur.

Bu noktada özellikle EUR/USD ile daha derin çalışmak isteyenler için, pariteye özel stratejilerin anlatıldığı kaynağa yönelmek mantıklı olabilir: EUR/USD paritesine odaklanmak isteyenler için Euro/Dolar paritesinde işlem stratejileri yazımızı inceleyin. Böylece hem genel prensipleri hem de parite özelindeki nüansları birlikte görme şansı doğar.

Parite değiştirmenin görünmeyen maliyeti

Sık parite değiştirmek, ilk bakışta esneklik gibi görünebilir; “Fırsat nerede ise oraya giderim” düşüncesi son derece cazip gelir. Ancak pratikte, bu yaklaşımın yeni başlayanlar için ciddi bir öğrenme maliyeti vardır. Neredeyse her gün farklı bir dil konuşmaya çalışmak gibidir bu; kelimeler tanıdık olsa bile cümle kurmak zorlaşabilir.

Tek pariteye odaklanıldığında ise:

  • Aynı formasyonların tekrar tekrar oluştuğu fark edilir,
  • Benzer haber akışlarına verilen tepkiler zamanla ezberlenir,
  • Hangi saatlerde spreadin açılıp kapandığı bilinir,
  • Uygulanan yatırım stratejisinin gerçek performansı daha sağlıklı bir şekilde ölçülebilir.

Kısacası, kısa vadede fırsat çeşitliliği azalsa bile uzun vadede bilgi derinliği artar. “3 Kural” yaklaşımı da tam olarak bu derinliği hedefler.

Üç Kuralın Bir Araya Gelmesi: Uygulanabilir Bir Çerçeve

Şimdiye kadar üç parçayı ayrı ayrı ele aldık. Asıl değer ise bunlar bir araya geldiğinde ortaya çıkıyor. Tek zaman dilimi, tek indikatör ve tek parite, birlikte kullanıldığında, yeni başlayan bir yatırımcı için sade ama son derece öğretici bir yapı hâline gelir. Bu çerçeve, karmaşık görünen birçok kavramı basit adımlara dönüştürür ve uzun bir liste yerine birkaç net davranış prensibi sunar.

Örneğin şöyle bir yapı düşünebiliriz:

  • Zaman dilimi: M15
  • İndikatör: SMA50
  • Parite: EUR/USD

Bu kombinasyon etrafında kurulacak yatırım stratejileri, yalnızca trend yönünü takip etmek ve belirli bir fiyat davranışı oluştuğunda devreye girmek üzerine kurulabilir. SMA50’nin üzerinde kalan fiyat hareketlerinde, geri çekilmeleri alım fırsatı olarak değerlendirmek; altında kalan süreçte ise yalnızca satış yönlü senaryoları takip etmek son derece basit ama disiplin gerektiren bir plan oluşturur.

Burada kritik nokta, her işlemin aynı mantık çerçevesinde değerlendirilmesidir. Bir gün M15’te trend takip edilirken, ertesi gün M5’te agresif bir scalping stratejisi denemek; ardından H1 grafikte tamamen farklı bir yapı kurmaya çalışmak öğrenmeyi zorlaştırır. “3 Kural” yaklaşımı ise tam tersine, belirli bir dönemde sadece tek tip bir yatırım stratejisini sistematik biçimde gözlemlemeyi teşvik eder.

Hata Defteri (Journal): Öğrenmenin Görünmeyen Motoru

Sadece strateji tanımlamak tek başına yeterli olmaz. Uygulama sırasında ne yaptığınızı, neden o kararı verdiğinizi ve işlemin nasıl sonuçlandığını kaydetmediğinizde, gelişiminizi ölçmeniz de imkânsız hâle gelir. Bu nedenle, “3 Kural” yaklaşımının doğal uzantısı olarak basit ama düzenli tutulan bir hata defteri (trading journal-yatırım günlüğü) kullanmak çok değerlidir.

Hata defteri ne kazandırır?

Düzenli kayıt tutan yatırımcılar, bir süre sonra tekrar eden desenleri fark etmeye başlar. Örneğin:

  • En çok hangi saatlerde hata yaptığınızı,
  • Hangi tür haberlerden hemen önce veya sonra aceleci karar verdiğinizi,
  • Hangi duygusal hâllerde plana aykırı davrandığınızı

somut verilerle görebilirsiniz. Bu da yalnızca teknik açıdan değil, kendi davranışlarınız açısından da bir “ayna” görevi görür. Uzun vadede başarılı forex yatırım stratejileri geliştirenlerin neredeyse tamamı bir şekilde günlük veya haftalık değerlendirme yapan kişilerdir.

Hangi bilgiler mutlaka yazılmalı?

Hata defteriniz çok karmaşık olmak zorunda değildir; aksine, düzenli tutulmaya elverişli, sade bir format daha kullanışlıdır. Örneğin her işlem için şu başlıkları not etmek yeterli olabilir:

  • Tarih ve saat
  • Kullanılan zaman dilimi (örneğin M15)
  • Parite (örneğin EUR/USD)
  • Giriş seviyesi ve çıkış seviyesi
  • Kullanılan indikatör sinyali ve fiyat davranışı
  • İşleme girme gerekçesi (kısa cümle ile)
  • İşlem sonucunun kâr mı zarar mı olduğu
  • Hata türü (plan dışı giriş, erken çıkış, haber öncesi işlem vb.)

Belirli bir süre sonunda, bu kayıtlar üzerinden kısa bir değerlendirme yaptığınızda, uyguladığınız yatırım stratejisi ile kişisel disiplininiz arasındaki ilişkiyi çok daha net görebilirsiniz.

14 Günlük Uygulama Programı: Teoriden Pratiğe Geçiş

Teori, plan ve niyet bir yere kadar; gerçek değişim uygulama sürecinde başlar. “3 Kural” yaklaşımını günlük rutine yerleştirmek için kısa ama yoğun bir 14 günlük çalışma planı oluşturmak mümkündür. Elbette bu sadece bir taslaktır; ancak temel mantığı gösterdiği için özellikle yeni başlayanlar açısından oldukça işlevseldir.

Gün 1–3: Gözlem ve not alma

İlk üç gün boyunca seçtiğiniz zaman diliminde (örneğin M15) ve seçtiğiniz paritede yalnızca gözlem yapabilirsiniz. İşlem açma zorunluluğu olmadan, grafiklerde:

  • Trend mi baskın, yoksa yatay mı
  • İndikatörün fiyatla ilişkisi nasıl
  • Günün hangi saatlerinde hareketlilik artıyor

gibi noktaları not almak zihninizi yapıya alıştırır. Bu süreçte, günlük yatırım nedir veya bir günlük yatırımcı ne demek gibi kavramlar da daha somut bir çerçeveye oturur; çünkü gün içinde aynı yapıyı defalarca izlemiş olursunuz.

Gün 4–10: Demo ortamında disiplinli denemeler

Sonraki yedi günde, aynı yapı demo hesapta test edilebilir. Risk almadan, sadece süreci oturtmak için işlem açmak başlangıç için oldukça güvenli bir adımdır. Bu aşamada, örneğin Demo hesap açarak bu “3 Kural” stratejisini risksiz test edin bağlantısı üzerinden TIO Markets platformunda sanal bakiyeyle pratik yapmak, özellikle baskıyı azaltan bir çözüm sunar. Böylece, gerçek para baskısı olmadan, planınıza sadık kalmayı ve hata defteri tutmayı öğrenirsiniz.

Bu dönemde hedef, kâr etmek değil; plana ne kadar sadık kaldığınızı görmek olmalıdır. Her gün sonunda birkaç dakikanızı ayırıp:

  • Kaç işlem açtınız,
  • Kaçında plana uyuldu,
  • Nerede duygusal davranıldı

gibi sorulara cevap vermek 14 günün sonunda ortaya çıkacak resmin kalitesini belirler.

Gün 11–14: Küçük hacimle gerçek işlem

Son dört günde ise düşük hacimli gerçek işlemlerle stratejiyi gerçek ortamda test etmek mümkündür. Burada önemli olan nokta, işlem boyutunu psikolojik baskıyı artırmayacak seviyede tutmaktır. Küçük hacimle yapılan işlemler bile duygusal tepkilerinizin şekillenmesi açısından değerli bir geri bildirim sağlar.

Bu aşamada, forex yatırım stratejilerinin yalnızca teorik bir çerçeve olmadığını; gerçek piyasa koşullarında duygular, haber akışı ve zaman baskısıyla birlikte test edildiğini hissedersiniz. 14 günün sonunda elinizde hem kayıtlı veriler hem de kendi deneyiminize dayalı gözlemleriniz olur.

Maliyet ve Şartları İzlemek: Stratejinin Görünmeyen Bacağı

Her ne kadar odak noktası zaman dilimi, indikatör ve parite olsa da işlem maliyetlerini göz ardı etmek uzun vadede performansı olumsuz etkileyebilir. Özellikle çok sayıda işlem içeren kısa vadeli yaklaşımlar için, spread ve komisyon gibi kalemlerin nasıl çalıştığını bilmek son derece kritiktir.

Yeni başlayanlar çoğu zaman stratejinin giriş–çıkış noktalarına yoğunlaşır; ancak işlem maliyetleri, toplam sonuç üzerinde sanılandan daha büyük bir etkiye sahip olabilir. Bu nedenle, seçtiğiniz parite üzerinde spread davranışını izlemek ve koşulları düzenli olarak kontrol etmek yerinde olacaktır.

Bu noktada, özellikle sık işlem yapan yapıları denemeden önce, Tek pariteyle çalışırken spread ve maliyetleri Yatırım Ücretleri Genel Bakışı üzerinden kontrol edin diyerek TIO Markets’in sunduğu ücret özetlerine göz atmak daha gerçekçi bir beklenti çerçevesi oluşturmanıza yardımcı olur. Böylece, geliştirdiğiniz yatırım stratejilerinin yalnızca teorik kazanç potansiyelini değil, maliyetler sonrası net sonucunu da değerlendirme imkânı bulursunuz.

Psikolojik Boyut: Sadelik Zihni Nasıl Etkiler?

Teknik yapı ne kadar iyi olursa olsun, uygulayan kişinin psikolojisi bu yapının performansını doğrudan belirler. “3 Kural” yaklaşımının bir diğer güçlü tarafı, zihinsel yükü azaltarak daha dengeli bir karar ortamı oluşturmasıdır.

  • Daha az değişken → daha az kafa karışıklığı,
  • Daha az parite → daha az FOMO,
  • Daha net kurallar → daha az impulsif işlem.

Bu sadeleşme, yalnızca gün içi (intraday) bakış açısıyla değil, genel yatırım tarzı açısından da bir denge sağlar. Bazıları için bu yapı, daha sonra kontrollü bir günlük yatırım (day trading) modeline geçiş için temel olabilir; kimileri için ise orta vadeli, daha sakin stratejilere geçişte sağlam bir temel görevi görür.

Ayrıca, sabit bir çerçeve ile çalışmak, duygusal dalgalanmaları da azaltır. Her kayıp işlem sonrası stratejiyi tamamen değiştirmek yerine, hata defterine bakmak, süreci gözden geçirmek ve gerekiyorsa küçük ayarlamalar yapmak, uzun vadeli bir profesyonellik anlayışını besler. Bu anlamda, “3 Kural” sadece teknik bir model değil; davranışsal bir eğitim aracı olarak da görülebilir.

Sonuç: Sadelik Üzerinden Güçlü Yatırım Stratejileri Kurmak

Özetle, “Yeni Başlayanlar için ‘3 Kural’ Stratejisi” yaklaşımı; tek zaman dilimi, tek indikatör ve tek parite ile çalışmayı önererek öğrenme sürecini sadeleştiren bir çerçeve sunar. Teknik anlamda karmaşık görünen birçok başlık, bu üç temel unsur etrafında organize edildiğinde çok daha anlaşılır hâle gelir. Düzenli tutulan hata defteri, 14 günlük sistemli çalışma programı ve maliyet bilincinin devreye girmesiyle birlikte, sadece teorik değil pratikte de uygulanabilir bir yol haritası oluşur.

Bu yapı, ister daha sonra günlük yatırım (day trading) nedir sorusuna kendi deneyiminizle cevap vereceğiniz kısa vadeli bir yol seçin, ister daha sakin ve orta vadeli modelleri tercih edin her durumda sağlam bir temel görevi görür. En önemlisi de piyasanın doğası gereği her zaman belirsizliğin var olduğunu kabul ederken kendi davranışlarınızı ve karar süreçlerinizi daha bilinçli hâle getirmenize yardımcı olur.

Sonuçta, başarılı yatırım stratejileri sadece giriş ve çıkış kurallarından ibaret değildir. Bunlar; seçilen zaman dilimi, kullanılan araçlar, odaklanılan parite, takip edilen maliyetler ve bunların hepsini uygulayan yatırımcının psikolojisiyle birlikte bir bütündür. “3 Kural” yaklaşımı ise bu bütünün, yeni başlayanlar için basit ama son derece güçlü bir başlangıç noktası olmasını amaçlar.

Inline Question Image

Risk feragatnamesi: CFD'ler karmaşık enstrümanlar olup, kaldıraçtan dolayı hızla para kaybedilmesi gibi yüksek seviyede risk söz konusudur. CFD'lerin işleyişini ve para kaybetme riskini alma hususunu anlayıp anlamadığınızı gözden geçirmelisiniz. Kesinlikle kaybetmeyi göze alamadığınızdan fazla para yatırmayın. Profesyonel müşterilerin karşı karşıya kaldığı kayıplar, yatırılan parayı aşabilir. Lütfen risk uyarısı politikamızı okuyun ve tam olarak anlamadığınız hususlar varsa, bağımsız profesyonel tavsiye alın. Bu bilgiler, ABD ve OFAC (Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisi) dahil ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla, belirli ülkelerde/bölgelerde ikâmet edenlere gönderilmek veya bu kişilerce kullanıma yönelik değildir ve bu amaç doğrultusunda hazırlanmamıştır. Şirket, yukarıda belirtilen ülke listesini kendi takdirine bağlı olarak değiştirme hakkını saklı tutar.

Join us on social media

image-11a753d2cdbb8308f3df95adc4aadeed53f34ce7-1024x1024-jpg
Ahmet Demir

Ahmet Demir, mühendislik geçmişini küresel piyasalara ve yatırıma olan derin ilgisiyle birleştiriyor. Problem çözme ve veri analiziyle olan ilgisi, onu ticaret dünyasını keşfetmeye doğal olarak yönlendirdi ve burada son beş yılını pratik stratejiler ve içgörüler geliştirerek geçirdi. Yazıları aracılığıyla, Ahmet karmaşık finansal fikirleri açık ve uygulanabilir bilgilere dönüştürmeyi amaçlıyor. Misyonu, diğerlerini ticarete güvenle ve bilinçli bir zihniyetle yaklaşmaya ilham vermektir.

24/7 Live Chat